Translate

9 Ağustos 2015 Pazar

DİĞER YARISI VAR MI GERÇEKTEN İNSANIN SIFATI NE OLURSA OLSUN ONU TAMAMLAYACAK KİŞİ?...



Neler gelir geçer, ne insanlar, ne hayatlar, ne hayaller... Vazgeçtiklerin düşlediklerinden çoksa işte o zaman kırılıyorsun hayata karşı...


Özlediklerin, cam kırığı gibi batar bedeninin her bir köşesine en çokta kalbini acıtır zaten, evet klişe olan o soru gelir bu durumda akıllara kan pompalayan bir organ nasıl acıyabilir ki bir bedeni. Ben de bilmiyorum ona atfettik sanırım sadece sevmeleri, acıyı, mutluluğu... (Bazen benim mideme kramplarda giriyor, ya da aşkı hissettiğim zaman o midemde tepinen filler falan, uzun zaman oldu o filleri hissetmeyeli neyse konu bu değildi zaten.) Aslına bakarsan acı bütün vücuda yayılıyor her bir zerren de hissediyorsun nefes alamıyorsun falan, mutluluğu da hissedebiliyorsun o zamanda bedeninin her bir köşesinde horon teperler. Her halükarda; yazarsın, yazarsın, yazarsın.... Yazdıkların hissettiklerinden noktacık olur. Olsun ya, ferahlatır azıcıkta olsa seni...


Kendini bir şey sananlar var ya; sitcom seyretmek istiyorsan koltuğuna geç ve onları izle sadece inan ki çok zevkli oluyor. Olduklarından farklı bir yerde kendilerini gösterip yalakalık yaptıklarının karşısında ayağını bile yalayacak durumlara girebiliyorlar ya işte tam da oturup onu izlemeli...


Oturdukları koltukta kendilerine köle arayanlar o koltuktan kalktıktan sonra sevemeyecekleri bir yalnızlığa mahkum olurlar. Çevrende dolanan insanlar senin kişiliğini değil koltuğunu seviyorlar öğrenemedin mi hala? Sana da bir yazık şimdiden. Kişilik, karakter önemlidir, kalk oradan parayı, ihaleyi, hak yemeyi bırak bir kenara, pişman olmazsın korkma!


Bir de; paranın konuştuğuna, duygularının olduğuna hatta onunla yuva kuracağına inanan insanlar var. Yazık!... Kelimeler değerlidir evlat, kelimelere renk veren insanlar değerlidir...


Küfür insana yakışmaz! Başkalarına; bir kadını kullanarak edilen küfürden rahatsız olmayan ve bunu yakıştıran insanların ahlak kavramı beni pes ettirdi. Evet hakareti hak eden gerizekalı yalaka tipler olabilir ama bir küfür bir kişiyi nasıl rahatlatabilir, bende anlamsız sizi bilemem...


Bu yaşına kadar tanıdığın insanlar bundan sonrasında tanıyacaklarından pekte farklı olmayacak ya bir eksiği ya beş fazlası. Farklı olanını bulunca yakasına yapışacağım zaten!


Bundan 10 yıl önceydi belki de hayallerimi çaldılar sonrası çorap söküğü gibi derler ya öyle oldu işte. Şimdi destek olamayan tiplerin köstek olmaya çalışmalarına ne tahammülüm ne sabrım var. Hayatımın vazgeçilmezi durumunda da olsalar vazgeçerim. Net!...


Aaa bir de "Hasbinallahü ve ni'melvekîl." diyenler var, kibri giyinmişler, saygıyı sevgiyi sandıklara kaldırmışlar, merak edipte bakmamışlar bu sandıkta ne var diye çünkü hep riyayla sevileceklerini sanmışlar, karşılarındakileri aptal sanıp yazmışlar da yazmışlar. E bir dur yolcu bıktık artık, biz senin paranla neler yaptığından, insanlara ettiğin hakaretlerden, kendini kurnaz, akıllı, ticaret adamı sayıp karşındakileri hiç olarak görmenden, dediğim gibi dur yolcu bugün durmazsan ilahi adalet seni elbet bir gün durduracak.


Sonra; Seviyorum kopamıyorum ama eminde değilim ben bir geleyim nasıl olsa alışkınsın sen, gidince iki gün üzülürsün sonra ayağa kalkmaya çalışırsın, kalkarsın da meraklanma, seni dağıtmaya yine geleceğim diyen insanlar var ama seviyorlardır. Sevgilerinden aşklarından şüphe etme sakın! Şüphelenirsen suçlusun, onlar gidince beklemezsen suçlusun, gitmelerine karşılık; unutursan, boş verirsen, görmezden gelirsen, suçlusun! Affedemezler seni!... Sen kötüsün, kötü kalpli bir pisliksin. Nedeni basit; bir kadın olarak susmadın, bir kadın olarak beklemedin, bir kadın olarak düşündün, bir kadın olarak anlaşılmayı, özür dilenmeyi bekledin, bir kadın olarak gitmeyi tercih ettin... Kadın gitmez Ebru, kadın bekler, kadın körü körüne sever, kadın köle olur, kadın baş eğer, kadın erkeğini mutlu etmek için isteklerinden düşüncelerinden özgürlüğünden vazgeçer. Üzgünüm bayım ben seve seve gitmek zorunda kaldım sen kendini ne ile kandırdın bilmiyorum ama benim kanım içime aktı...


Özür dilerim çevremde olup bitenden bu kadar haberdar olup hangi sınıfa girdiğimi bilmediğim için...

9 Mart 2015 Pazartesi

SONRASI; SON OLUR!




Vardır öyle zamanlar, olur öyle şeyler, geçer gider sonra... Bir tokat gibi çarpar suratına, sızlarsın, sızlatır o acı seni, son olur, sonrası olmaz sonra...
Bir karavanla uzun bir yolculuk olur, ne de güzel olur.
Uçlarda yaşayan insanlardan uzaklara gitmek,sessizliğin sesini işitmeye çalışma çabalarıyla yaşamak...
Yargıları kılıçtan kesin olanlardan çok uzaklara, öldürmeyi hak bilen, özgürlük isterken özgürlüğünü çalanlardan, saygı bekleyen saygısızlardan, egolarının muhasebesini tutamayanlardan, mutluluğun daim olduğu o hayallerin başkenti ütopyaya yolculuk yapmak ne de güzel olur...
Savaşmamalı insancıklar, küçücük canların Arş-ı Alâ ya göç etmemesi için.
O küçük canların annelerinden, annelerin hep küçük kalacak yavrularından ayırıp onulmaz yaralar açılmaması için.
Vicdanı olması gerek insanların; ölümün acısını damarlarında hissedenleri görüp elindekilere sıkı sıkı sarılabilmeleri için, ağlayanı görüp sızlayacak yüreğe ehil olmak için.
Gözyaşlarını değil evlatlarını büyütmesi gerek analarımızın...
Sevmesi gerek şiir gibi o adamların, o en narin kadınları.
Gitmesi gerek kadınların; şiir gibi seven o adamlara.
Ziyan olmaması gerek böyle aşkların, ziyan etmemek gerek; şiirleri, sevgileri, gamzeli buseleri, huzuru,..
Velhasıl kelam sevmek gerek Yaradan' ı , Yaradan' dan ötürü yaratılanı sevmek gerek üstadım...
Olmazsa, sonrası son olur işte o zaman...

16 Ocak 2015 Cuma

Alışkanlıkların Verdiği Cesaretle Reddediyor Artık Seni Bu Beden... Kalbim mi O Hala Atıyor....


Söylenecek o kadar çok söz varken bir kelime etmek gelmedi artık yüreğimden. Canımı acıttım... Canım yine bedenime dardı.(Bir türlü genişletemedik zaten o kalıbı) Biliyorum geçecek, ' Daha kötüsünü atlattın kızım, bunlar sana vız gelir' diyor dış ses, ' Tabi ya bunlar ne ki hehey ben neler atlatmış hatunum nelerin üstesinden geldim, bu da geçer elbet..' Sonra duruyorum, gözlerim doluyor, ağlamaya ramak kala 'Değmez, eskiden de değmezdi şimdi de değmez, yapma ne gerek var bir de Arasat Meydanı'nda yana döne seni arayıp ' Benim yüzümden çok göz yaşı döktün medcezirlerimle ömründen çaldım. Helal Et Hakkı 'nı ' diyecek, derin bir nefes alıyorum geçiyor, işte birazcık... Bu kez fonda Murat Göğebakan'dan 'Keşke Tanımasaydım Seni' ... Böyle içime içime işliyor sanki her bir kelimesi. Keşke denilmez de küçücük bir aşk karşısında acizleşebiliyorum bir anlık gafletle, şiiri dinlerken aklımın ucundan değil beynimi deliyor o kelime ' Keşke...'. Sen Affet Allah'ım... Sen Affet... Biliyorsun binlerce 'İyi kilerim' var benim...

Neyse zaman geçti öfke dindi biraz da olsa fakat almış olduğum fevri kararlar değişmedi. Kendime sorduğum 'Neden' sorularım bitmedi. Kader konuşmaya başlayınca insan susarmış dedik susturduk içimizi elden ne gelir kalpten gelen aşk işe yaramayınca...

Artık ' Bir Adam Var ' çok sevdiğim diye başlayan cümleler yazamayacağım. Alışkanlıkların getirmiş olduğu kırgınlıklarla yazıyorum ben yazımı. O kadar vurucu o kadar etkili cümleler taşımayabilir artık bu satırlar. Benim acım ilhamımmış ya da insanın işte ne bileyim milyonlarca insan acısını ve mutluluğunu farklı dillerde farklı yöntemlerle anlatır ben zehrimi yazarak kusuyorum. Acını dindiriyor mu çığlıkların susuyor mu içinde diye soracak olursanız bilmiyorum ama yazmak, okumak, sessizliğini dinlemesi insanın, yanında kahvesi, bir de sigarası varsa en önemlisi sana bu sıkıntıları veren bir Rabbi, şükür eden bir canın varsa işte dağ olsa dertler toz olup uçuveriyor un ufak oluyor o sıkıntılar. Sen Seni eksik etme Allah'ım kalbimden... Sen varlığını eksik etme ömrümden...

İnsanlar kişilerin farklı yüzleriyle sadece aşkta mı karşılaşıyor sanki, mevki makam devreye girince, olmayan yüzlerine milyonlarca yüz ekliyor insanlar üstadım, vallahi gördüm. Artık şaşırmıyorum ama yeni olaylar yeni yüzler hala devam ediyor şaşırtmaya. Immmm Icarus'a ait bir laf vardı hani ' O kadarını da yapmaz diye düşündüğüm herkes tam olarak o kadarını yaptı.' yapmaz dediklerine karşı her zaman tetikte olmalı insan, hele de sevdiklerine karşı. Aslında o sevdiklerin seni üzdüğünde daha çok kırılırsın ama seversin işte kalbinde, evinin bir köşesinde hep onlara yer vardır. Çok sevmemek lazım üstadım sevdikçe kırılıyor insan. Ne diyelim ki; sevgimizi ziyan eden insanlar utansın.

 İnsan yaşadıkça tecrübe üzerine tecrübe kazınıyor beden bir süre sonra duyarsızlaşıyor o vurgunlar anestezi etkisi yaratıyor beynimizde ve sol yanımızda. Her şeye rağmen can yoldaşımın bana hatırlattığı o çok inandığım aşk vardı. Bir gün öyle çok seveceğim öyle çok sevileceğim ki İnandığım'ın gönderdiği hediyeyi öyle baş üstünde taşıyacağım ki anestezi etkisi yaratan o duyguların hepsi o anda son bulacak. Laf aramızda ben pek inanamıyorum buna ama dualarımız arasına bunu da iliştireceğiz artık tabi. Eeee hangi insan hak etmez ki çok severek çok sevilmeyi...

Kelimeler tükenir ama şimdilik. Tekrar gelip kelimeleri zincir yapacağım elbet.

Öne Çıkan

Sevmek ya da sevmemek işte bütün mesele bu!...

     İnsan sevmeye nereden başlamalı? Günün sorusu bu olsun.       İnsan en çok kendinin düşmanı ve yine en çok kendinin dostu. Bir söz va...

Popüler