Translate

25 Temmuz 2013 Perşembe

Son Olmadı, Son Olmayacaktı Bu Kadar Kesmeseydim Artellerimi...



Kısmet olmayanlarla başlayayım bu gün lafa, kısmet olamayacaklarla... Sitem etsek mi etmesek mi bilemedim şimdi. Vuslatı kısmet olamayanı sevmekten mi devam etsek. Sevilmenin herkeste vuku bulunamamasıyla mı sonlandırsak cümleyi yoksa helal edilmeyen haklarla mı? Yemin edenlerin kocaman bir yalandan ibaret olduklarını mı anlatsak bu gün. İnanmamak gerektiğini, aşkın riyasını, çekilen her dumanın içini nasıl yaktığından mı bahsetsek. Karar veremedim bak şimdi.

Sitemim kalmadı, acım kalmadı, nefretim yok o kadar rahat bir şekilde sundum ki sizleri Yaradan' a içim rahat bir şekilde nefes alıyorum artık. Herkes hissettiği kadar yaşar; Aşkı, insanlığı, güveni ne kadar içten yaşarsanız onlar sizin canınızı yakmanın cezasını o kadar fazla çekecekler bilin istedim benim hep öyle oldu...

Cevabını veremediğin sorular mı bulundu yine hayatında? Hangi eller yarenlik yapar sevdiğine bilemezsin, garip bir şekilde sızlayan sol tarafının acısını dindirmeye çalışma çabaların başarıyla sonlanmıştır. Acısını çeke çeke yanan yüreğin soğumuştur artık. Yeni bir hayatın temellerini atmaya hazırlanmışsındır. Eskisi kadar bitap değilsindir.

Yeni bir hayat? Yalanların olmadığı bir hayat mı? Erkeklerin öküzlükten muaf olduğu bir hayat mı? Güven denilen o duygunun sonuna kadar hissedildiği bir hayat mı? Sevginin üç beş kuruşa satılmadığı bir hayat nasıl olur? Savaşın olmadığı, insanların açlıktan ölmediği bir hayat mı? Tamam o kadar evrenselleşmeyeceğim insan önce kendinden başlamalı düzelmeye değil mi hem ben mutluluk için adım atmalıyım artık mutlu etmek için değil.

Velhasıl üstadım güzel giden bir şeyler var kabul ama gitmeyen gitmeyecek olanlarda. Bitirilmiş olanlar, yeni başlayacaklar. Kapının açılması gerekiyormuş, bir şans falan verilmeliymiş. Ben inatla insan sevmezse aşık olmazsa hissetmezse yapamaz derken aslında durum hiçte öyle değilmiş. Her ilişkinin yapılması gerekenleri varmış durum oymuş hani. Mesela bir ilişkide erkek kadını iş yerinden almaya hep gelirmiş bu hissedilerek yapılan bir şey değilmiş. Vaziyet sevgili haliyse her erkek yaparmış korumayı, seviyormuş çok aşıkmış gibi görünmeyi, hediye alabilirmiş her erkek kadınına, kocaman bir demet gül, güzel bir akşam yemeği planı yapabilirmiş minik minik sürprizlerle, birazcık hissetse de... Gerekmezmiş öyle çok aşık olmak falan hem ayrılınca da çok acı çekmezsin değil mi...

Bir erkek bir ilişkide ne kadar erkek olabilirse bir kadında o kadar kadın olabilir bence ama en önemli bence; bir erkek nazik olmalı, kibar olmalı nerede nasıl davranması gerektiğini bilmeli, bir erkek zeki olmalı, zaafları olmamalı bir erkeğin, kaya gibi sapasağlam durmalı, korku kelimesi erkeğin sokağının başından geçmemeli, cesur olmalı erkek dediğin, bir erkek sevdikçe güzelleşmeli öyle 'Bu kadın beni köpek gibi seviyor lan başka hiç kimseyi sevemez.' dememeli diyorsa da onun gibi sevebilmeli, bir kadın seviyorsa hayatındaki en önemli şeylerin önünde bir erkeği, yolda bulunan nimet gibi üç kere öpüp baş üstüne konulmalı o kadın, bir erkek önce adam olabilmeli, zaten kadın kalan eksikleri büyük bir memnuniyetle tamamlar...

Artık zamanı diyenlere inat biraz daha zaman :) ( Ne kadar dik başlı bir varlığım ben yahu :P )

Umman, ben, ada, ilgi, şefkat, aşk... Mükemmel altılı :P

Öne Çıkan

Sevmek ya da sevmemek işte bütün mesele bu!...

     İnsan sevmeye nereden başlamalı? Günün sorusu bu olsun.       İnsan en çok kendinin düşmanı ve yine en çok kendinin dostu. Bir söz va...

Popüler