Translate

13 Aralık 2011 Salı

Bir Yanımız ' Elveda' der, Bir Yanımız ' Merhaba' Bir Kalp İkiye Bölünür mü hiç? Bölünüyormuş İşte!...

Gidenler neleri götürüyor çok iyi biliyorum ama gelenlerin neler getirdiğini yeni öğrenmeye başladım. Duygularımı ifşa eden bir yalınlığın içinde arterlerim koparılırcasına yaşıyorum bu zamanlarda. Neredeyim hangi zamanda hangi ayı deviriyoruz saat kaç bilemiyorum. Karar verip kararlılığını sürdürmeye çalışma çabası tırnağı etinden ayırmak bu aralar. Hele bir de omuzuna başını koyabileceğin elini dayayıp bir duvara nefes alabileceğin, kimse yoksa nasılda yorar insanı o anlar.
Şimdi istek bir hayat yapsam gelir mi dersiniz bana? Belki gelir...
Biri olmalı; cesur, bilek kuvveti yürekliliğiyle eş değer, kaşı gözü mühim değil, cümleleri dökülürken ağzından hissetsin önce sonra konuşsun, konuşurken titresin her bir hecede sesi ne zormuş sevmek öyle anlatsın bana, önemli değil iltifat etmesin, şaha kaldırmasın kelimeleriyle hissettirsin yeter, yeri geldiğinde senden önce müdahale etsin yeri geldiğinde saygı duyup susmayı bilsin ama her zaman yanında, her zaman yastığının diğer ucunda olsun.Olsun be bir kere de olsun.

Git! diyor beynim, kalbim hacim olarak beynimden büyük olmasa da yine onun hissettikleriyle hareket ediyorum ve bekliyorum bu şehir de, bu şehri terk edeceğim o günü.

Eskiye dair her şeyi silip atmak imkansız, en büyük acıyı eskiler bırakmadı mı sende? Unutma çabası verme o yüzden, zamanını harcama. Zamanın değerini saçlarına karlar düşünce oturduğun yerden birilerinin yardımıyla kalkacağın da anlamana ne gerek var, hayatında bir şeyler yapmak istiyorsan savaşını vermeye bir dakika bile kaybetmeden başlayacaksın. Keşke demek faydasız en iyi sen bilmiyor musun bunu?

Start işareti verildi ve ben başladım.

Sonuç ne olur bilmiyorum, bu hayat benim, hiç kimsenin hakkı yok benim hayatım hakkında karar vermeye, hakkı olanlar o haklarını çok kez kaybettiler. Sonuçta ben sonunu düşünmeden gireceğim bir yolda ya batacağım ya çıkacağım ama bu benim kararımla olacak. İnsanı en çok başkalarının istediği hayatı yaşarken önüne çıkan olumsuzluklarda birilerini suçlamak yıpratıyor, şimdi verdiğim bu kararda önüme çıkan lanet, uğursuz bir olayda ' Ben istedim bunun böyle olmasını' diyeceğim, kendimle mücadele edeceğim, beddualarım kendime olacak, kendi elimi kendim tutacağım ya da kendi elimi kendim bırakacağım. Kimseden hiç bir vaat beklemeden, kimseye sığınmadan sadece kendimle, kendimce gideceğim...

Eskilerden yazacağım bir ara böyle hayatıma girmiş iz bırakan insanlardan, en çok acıtanla en çok mutluluğu verenleri dizeceğim boncuk boncuk ipime...

İyi geceler... ( Günün en çok sevdiğim anı gece olmasına rağmen uyumak zorunda olmak kötü oluyor. Sanırım uykusuz geçen günlerimde sevdim onu bu kadar.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan

Sevmek ya da sevmemek işte bütün mesele bu!...

     İnsan sevmeye nereden başlamalı? Günün sorusu bu olsun.       İnsan en çok kendinin düşmanı ve yine en çok kendinin dostu. Bir söz va...

Popüler