Translate

23 Ağustos 2011 Salı

Haydi Hepbirlikte 50 Metrecik Uzaklaşalım

Gelene 'Hoşgeldin' diyerek kapılarını sonuna kadar açan insanlar, gidenleride en güzel şekilde uğurlarlar. Bilirler ki; gelenlere açılan kapılar sadece kapıyı içtenlikle açmaktan geçmez o kapıdan girenler en samimi şekilde ağırlanır o hanede ne varsa önüne serilir ve ne yoksa bulunur, ikram edilir. İçtenlikle yapılan ikramlar yetmezse gider kapıyı çalan, ev sahibi onu nasıl içeri aldıysa o şekilde uğurlar. Yakışan budur değil mi? Yakışanı yapar. Yetemediğini bilir ama elden gelen de budur ve gelen eğer kabul ederse kalır o hanede, bütün yoksulluğuna, kırık döküklüğüne rağmen. Ona uğramak, uğradığında ise gitmeyecek olanlar vardır. O hanenin bir eksiğini giderecek birileri olacaktır mutlaka, geldiği zaman tamamlanacak tamamlayacak. Bu güne nasıl geldi ki o insan. Gelenlerden kalanlar da olmuştur, gidenler kadar.

İnsan neler duyuyor hayatında, neler yaşıyor, nelere endişeleniyor, nelere üzülüyor, nelerle ölüyor, nelerle gülüyor. Kimsenin mutluluk sebebi kimsenin mutsuzluk sebebi kimsenin mutluluk ve mutsuzluk sebebiyle aynı olamaz. Olamıyor yani. Kim üzülmüş ben mutsuz olunca, kimin canı yanmış ki benim canım yanınca, kimin dudakları kulaklarına varmış ben mutlu olunca? Hise(t)debilir bir insan karşısındakinin ne kadar yapmacık olduğunu. Belki anlamaz ilk adımlarda ama onunla yol katettiği zaman hisseder ve sonra bilir ki bu insan değil, yolu bitireceğim kişi ve onu en uygun durakta bırakıverir. Sakin bir şekilde mümkünse incitmeden. Ben bırakıyorum hepinizi. Nazikçe, kabalık yok yasak sizin yaptığınız riyakarlıklara da yer yok bu bedende, bu gönülde. Kendi yolunuzda yansımalarınızla yürüyebilmeniz dileğiyle. Yolu(uz)n açık olsun. 

Vicdanını rahatlatır önce insanlar vicdan azabı çekmemek için. Öyle oldu ama şu şu şu da vardı derler. Unuturlar...

Yeni bir iş yeni kişiler yeni olaylar. Hayatımda yaklaşık üç aydır çoğu şey yenilendi, ben de hadeflerimde. 

Bir anda geliverir o ses ummadığın anda, burnunun ucuna yapışmış asla unutamayacağın o tenin kokusu gibi. Kulakların duyduğu titreşim binlerce sesin içinden de farkedilir o ses senin sesin olunca. Tanıdın mı diye sorulur mu hiç? Yazık derim o zaman geçirilen zamanlara. Ayıptır sorulur mu hiç ' Sesi mi aldın mı? ' diye. Tanınmaz mı?...

Birşeylere zor diyorlarsa daha çok seviyorum o işi, yapabilmeyi değil işte o zaman istiyorum yapmayı başarmayı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan

Sevmek ya da sevmemek işte bütün mesele bu!...

     İnsan sevmeye nereden başlamalı? Günün sorusu bu olsun.       İnsan en çok kendinin düşmanı ve yine en çok kendinin dostu. Bir söz va...

Popüler